PRO Stealth Sele - İnceleme / Review
Sele, bisiklette bir çok kullanıcı için en önemli parçalardan biridir.
Kullanıcı zamanla ağırlığının belli bir bölümünü taşıyan bu parçanın kıymetini anlayabiliyor.
Bu bilinçlenme özellikle uzun kilometreler süren veya bisikleti spor amacıyla kullanan kişilerde daha belirgin bir hal alabiliyor.
Sebebi ise konfor.
Sporcu 100 km lik bir antrenman yaparım diye çıkıyor ve 30 km bitmeden eve geri dönmek zorunda kalınca selenin kıymeti daha iyi anlaşılmaya başlıyor.
Ne olursa olsun, bisikletin kullanıcı açısından en önemli üç parçası; gidon, pedallar ve sele, den biri olması boşuna değil.
İtalya nın 21 günlük etaplı yarışı "Giro D'Italia" veya hepimizin bildiği "Tour de France" yarışlarında sele pişiği dolayısıyla yarışı bırakanlar söz konusu.
Bende bu sele serüvenine 2010 senesinde Sedona marka dağ bisikletimle gelen Tundra marka bir seleyle başlamıştım.
Zaman içinde bisiklet değiştikçe geometri değişimi ve kullanım biçimi de değiştiği için sele değişmek zorunda kalabiliyor.
Özellikle agresif pozisyonda yani omuzlara ellere daha fazla baskı oluştuğu ve sırtın cenin pozisyonuna yakınlaştığı şekilde kullanımda gücü pedallara ağrısız, eksiksiz iletmede sele büyük önem arz eder.
Son kullandığım sele Astute marka İtalya yapımı bir seleydi. Ortasında perinal baskıyı azaltan dar bir kanala sahip Astute marka italyan bir seleydi.
Yarış bisikletlerinde perinal baskı hassas bölgeler daha çok basınç altında olabildiği için söz konusu olabilmekte.
Sele ilk etapta gerçekten güzeldi ve 1-1.5 sene rahat bir şekilde kullandım.
Fakat bariz eksiklikleri artık belirgenleşmişti.
Selenin tabanı yeteri kadar rijit değil ve ayrıca burnu aero vücut duruşuyla kullanımda optimum rahatlığı sunacak kadar geniş değildi.
Pro Stealth ile bu iki boşluğu doldurabileceğini düşünerek bir yola girdik.
30 gün iade garantisi işlemleri hızlandırmıştı.
Esas olan oturma kemiklerinden destek alabilen sele dizaynı, rijit bir taban, katlanmayan gergin bir kumaş, perinal baskı yapmaması için ortada bir kanal ve geniş uç burun = Hepsi bir aradaydı.
Sele beni yanıltmadı ve her kullanımda daha da memnuniyetim artıyordu.
Ucun geniş olması ilk etapta bacak sürtmesi gibi durumlara sebep olabilir fakat büyütülecek bir mevzu değil. Özellikle ISM Adamo tarzı selelere aşinaysanız bu genişlik ideal seviyelerde. En azından benim anatomim için öyle olduğunu düşünüyorum
Karbon fiber ile rijitliği ve mukavemeti artırılmış polimer sele tabanı istenileni fazlasıyla vermekte.
Oturma kemiklerimden destek alarak ilerlediğimi görmem önemli bir artı.
Tavsiyem, yumuşak dokudan destek alarak kullanımı söz konusu olan ve bilhassa 135 mm den dar selelerden uzak durmanızdır.
Ama herşeyden önce bu ölçünün (135 mm) sizin oturma kemikleri arasında ki mesafeye şiddetle bağlı olduğunu unutmamanızdır.
Kullanıcı zamanla ağırlığının belli bir bölümünü taşıyan bu parçanın kıymetini anlayabiliyor.
Bu bilinçlenme özellikle uzun kilometreler süren veya bisikleti spor amacıyla kullanan kişilerde daha belirgin bir hal alabiliyor.
Sebebi ise konfor.
Sporcu 100 km lik bir antrenman yaparım diye çıkıyor ve 30 km bitmeden eve geri dönmek zorunda kalınca selenin kıymeti daha iyi anlaşılmaya başlıyor.
Ne olursa olsun, bisikletin kullanıcı açısından en önemli üç parçası; gidon, pedallar ve sele, den biri olması boşuna değil.
İtalya nın 21 günlük etaplı yarışı "Giro D'Italia" veya hepimizin bildiği "Tour de France" yarışlarında sele pişiği dolayısıyla yarışı bırakanlar söz konusu.
Bende bu sele serüvenine 2010 senesinde Sedona marka dağ bisikletimle gelen Tundra marka bir seleyle başlamıştım.
Zaman içinde bisiklet değiştikçe geometri değişimi ve kullanım biçimi de değiştiği için sele değişmek zorunda kalabiliyor.
Özellikle agresif pozisyonda yani omuzlara ellere daha fazla baskı oluştuğu ve sırtın cenin pozisyonuna yakınlaştığı şekilde kullanımda gücü pedallara ağrısız, eksiksiz iletmede sele büyük önem arz eder.
Son kullandığım sele Astute marka İtalya yapımı bir seleydi. Ortasında perinal baskıyı azaltan dar bir kanala sahip Astute marka italyan bir seleydi.
Yarış bisikletlerinde perinal baskı hassas bölgeler daha çok basınç altında olabildiği için söz konusu olabilmekte.
Sele ilk etapta gerçekten güzeldi ve 1-1.5 sene rahat bir şekilde kullandım.
Fakat bariz eksiklikleri artık belirgenleşmişti.
Selenin tabanı yeteri kadar rijit değil ve ayrıca burnu aero vücut duruşuyla kullanımda optimum rahatlığı sunacak kadar geniş değildi.
Pro Stealth ile bu iki boşluğu doldurabileceğini düşünerek bir yola girdik.
30 gün iade garantisi işlemleri hızlandırmıştı.
Esas olan oturma kemiklerinden destek alabilen sele dizaynı, rijit bir taban, katlanmayan gergin bir kumaş, perinal baskı yapmaması için ortada bir kanal ve geniş uç burun = Hepsi bir aradaydı.
Sele beni yanıltmadı ve her kullanımda daha da memnuniyetim artıyordu.
Ucun geniş olması ilk etapta bacak sürtmesi gibi durumlara sebep olabilir fakat büyütülecek bir mevzu değil. Özellikle ISM Adamo tarzı selelere aşinaysanız bu genişlik ideal seviyelerde. En azından benim anatomim için öyle olduğunu düşünüyorum
Karbon fiber ile rijitliği ve mukavemeti artırılmış polimer sele tabanı istenileni fazlasıyla vermekte.
Oturma kemiklerimden destek alarak ilerlediğimi görmem önemli bir artı.
Tavsiyem, yumuşak dokudan destek alarak kullanımı söz konusu olan ve bilhassa 135 mm den dar selelerden uzak durmanızdır.
Ama herşeyden önce bu ölçünün (135 mm) sizin oturma kemikleri arasında ki mesafeye şiddetle bağlı olduğunu unutmamanızdır.
Yorumlar
Yorum Gönder